Afyonkarahisar Sultandağı, Ege Bölgesi ile İç Anadolu’nun kesişim noktasında yer alan, hem tarihi hem de coğrafi önemi büyük bir ilçedir. Ancak bu bölge, Türkiye’nin en aktif fay hatlarından biri olan Akşehir-Simav Fay Zonu’nun etkisi altında bulunmaktadır. Bu durum, Sultandağı depremi riskini her zaman gündemde tutmaktadır. Özellikle 2002 yılında meydana gelen ve geniş bir alanda hissedilen Sultandağı depremi, bölge halkının hafızasında derin izler bırakmıştır.
Sultandağı ilçesi, Akşehir Fay Sistemi’ne çok yakın bir konumda yer alır. Bu sistem, Batı Anadolu’nun doğu uzantısını oluşturur ve Türkiye’nin en aktif sismik zonlarından biridir. Fay hattı Afyonkarahisar, Bolvadin ve Akşehir boyunca uzanır. Bölgede geçmişte yaşanan depremler, yer kabuğundaki hareketliliğin göstergesidir. 2002 yılında yaşanan 6.5 büyüklüğündeki deprem, Sultandağı ve çevresinde ciddi hasara yol açmış, bölgenin jeolojik yapısının ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koymuştur. Uzmanlara göre bu tür büyük depremler, yüzyıllık periyotlarla tekrarlanabilmektedir. Bu nedenle Sultandağı, orta-yüksek deprem riski taşıyan yerleşim alanları arasında sayılmaktadır.
Afyonkarahisar Sultandağı deprem riski göz önüne alındığında, yapı güvenliği ve afet bilinci ön plana çıkmaktadır. Yeni yapılacak binaların Türkiye Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak inşa edilmesi, zemine uygun projelendirilmesi ve denetim süreçlerinin sıkı tutulması gerekmektedir. Ayrıca halkın afet bilinci kazanması, acil durum çantası hazırlaması ve AFAD tarafından belirlenen toplanma alanlarını bilmesi hayati önem taşır. Yerel yönetimlerin kentsel dönüşüm ve güçlendirme çalışmalarına ağırlık vermesi, olası afetlerde can ve mal kaybını ciddi ölçüde azaltacaktır.
Sultandağı depremi, Afyonkarahisar’ın sismik gerçekliğini hatırlatan önemli bir olaydır. Depremler doğanın kaçınılmaz bir gerçeği olsa da, alınacak önlemler sayesinde etkileri en aza indirilebilir. Afyonkarahisar Sultandağı halkı için en önemli adım, güvenli yapılaşmaya öncelik vermek, afet bilincini güçlendirmek ve dayanışmayı artırmaktır. Unutulmamalıdır ki güçlü yapılar, bilinçli toplumlar ve etkin yönetimler, büyük afetlerin zararlarını en aza indirmenin anahtarıdır.